Görünce “Aaa, Bunu Ne Çok Oynardım!” Diyeceğiniz 15 Oyun: Bazılarının Adları Unutulmak Üzere!

Teknolojinin hızla gelişmesi ve oyuncuların değişen talepleri karşısında unutulmaya yüz tutmuş bu oyunlar, size nostaljik anlar yaşatacak. 

Gördüğünüzde “Aa, böyle bir oyun vardı!” diyeceğiniz oyunları bu içeriğimizde sizler için derledik.

Bir nesle solucanları sevdiren oyun: Worms 2 (1997)

Worms, size arkadaşlarınızla ekran karşısında geçirdiğiniz uzun geceleri ve birbirinize meydan okuduğunuz anları hatırlatacak. Oyununun eğlenceli ses efektleri, patlamaların ardındaki gülünç çığlıklar ve bir solucanın diğerini vurduğunda çıkardığı komik sesler, bugün bile kulaklarınızda çınlayabilir.

Çocukluğunuzdan kalan bir parça: Bomberman (1983)

1983’te piyasaya sürülen Bomberman, yıllar geçmesine rağmen oyunseverlerin kalbinde özel bir yere sahip. Bomberman’ın büyüsü, basit ama bağımlılık yapan oyun dinamiklerinden kaynaklanıyor.

Oyunda, labirent benzeri bir ortamda dolaşan küçük bir karakteri kontrol ediyordunuz. Stratejik olarak yerleştirilen bombaları kullanarak düşmanlarınızdan kaçmak da görevleriniz arasındaydı.

Eski günlerin sıcaklığını arayanlara: Commander Keen (1991)

Commander Keen, iz bırakan bir başyapıt olarak hatırlanıyor. Commander Keen, bilim kurgu temalı bir platform oyunuydu ve genç bir çocuk olan Billy Blaze’in uzaylılarla dolu bir gezegeni keşfetme macerasını konu alıyordu.

Sevimli karakteri ve müzikleriyle akıllara kazınan bir deneyim: Hamsterball (2004)

Hamsterball, adından da anlaşılacağı gibi hamster topunu kontrol etme üzerine odaklanan bir oyundu. Oyuncular, labirent benzeri düzenlemelerde bu sevimli topu yönlendirerek engelleri aşmaya ve hedefe ulaşmaya çalışıyordu. Farklı zorluk seviyeleri ve karmaşık labirent tasarımları, oyunun sürekli bir meydan okuma sunmasını sağlıyordu.

Eski oyunlar denince akla ilk gelenlerden: Pinball Space Cadet (1995)

Pinball Space Cadet, eskilerden ama unutulmayanlardan. Sizlere gerçek bir pinball masasındaymışsınız hissi veren bu oyunun grafikleri de o dönem için oldukça başarılıydı. Oyunda bir uzay kadeti olarak görev alıp farklı bonusları kazanmak, yüksek puanlar elde etmek ve renkli ışık şovlarına tanık olmak, oyunseverler için eşsiz bir deneyimdi.

Windows işletim sistemlerinin temel oyunlarından: Minesweeper (1990)

İlk kez Windows 3.1 ile 1990 yılında tanıtılan Minesweeper, sadece eğlenceli bir oyun değil, aynı zamanda bir zihin egzersiziydi. Oyunun amacı, mayın tarlasının üzerinde dolaşan bir karakteri kontrol ederek, tarlada kaç mayın bulunduğunu tahmin etmeye dayanıyordu. Oyun, sizleri “Bir oyun daha oynayayım, bu sefer daha iyi yaparım.” düşüncesiyle saatlerce ekran başında tutabiliyordu.

Oldukça basit grafiklere sahip bir oyun: Skifree (1991)

1990’larda bilgisayar başında geçirilen zamanların unutulmaz bir parçası hâline gelmiş olan bu basit ve keyifli oyun, bir kayakçıyı kontrol etmek ve dağın eteklerinde kayarak engelleri aşmak üzerine kuruluydu. Tabii bu sırada sizi kovalayan Yeti’den de kurtulmanız gerekiyordu.

Puzzle tutkunlarının favorisi: SameGame (1985)

Oyun, renkli blokları eşleştirme temeline dayanan bir bulmaca oyunuydu. Basit bir oynanışa sahip olmasına rağmen; blokları temizleme süreci, oyuncuların strateji geliştirmesini gerektiriyordu. Oyunun en güzel yanlarından biri de herhangi bir yaş grubundan insanın kolayca oynayabilmesiydi.

Bağımlılık yapan bir bulmaca oyunu: Zuma Deluxe (2003)

Dikkat çeken kurbağasıyla akıllarda kalan bu oyunda amaç, renkli topları birleştirerek gelen topları durdurmak ve yok etmekti. Oyun ilerledikçe, topların hareket hızı ve sayısı artarak zorluk seviyesi yükseliyordu. Zuma Deluxe, özellikle 2000’li yılların başında çocukluklarını yaşayanların oyunuydu.

Oyuncular, basit grafiklerine rağmen bu oyuna bağımlı oluyorlardı. DX 2 Ball (1998)

Ekranın üst kısmında bulunan renkli blokları ortadan kaldırmak için küçük bir topu yönlendirmek ne kadar eğlenceli olabilir ki? DX 2 Ball, bir zamanların en eğlenceli oyunlarından biriydi. Bu anlamda DX 2 Ball sadece bir oyun değil aynı zamanda oyunseverleri ekrana kitleyen bir deneyimdi.

Yaşayan bir efsane: Prince of Persia (1989)

Prince of Persia’nın, zamanında yakaladığı başarı öyle bir hale geldi ki oyunun devam oyunları yapıldı. Hatta yeni duyurulan bir haberle oyunun yeni bir versiyonunun geldiği açıklandı. Prince of Persia’nın zorlu platform bölümleri, zeki düşmanlar ve zamanla yarışma mekanikleri, oyunun bir efsane olmasını sağlayan faktörlerdi.

“Extremeee!” yazısıyla gaza geldiğiniz bir oyun: Icy Tower (2001)

Icy Tower, bir el oynayıp çıkacağınızı düşündüğünüz ama sizi saatlerce esir alan bir oyundu. Oyundaki amaç, kulenin en yukarısına düşmeden çıkmaya çalışmaktı. Bu sırada oyun ekranında çıkan “Extreme!” yazısı sizi oyuna bağlıyor ve heyecanınıza heyecan katıyordu.

Yılan oyunlarının atası: Axy Snake (2001)

Axy Snake bu oyun türünün ilklerinden. Axy Snake’in temel amacı oldukça basitti: kontrol ettiğiniz yılanı yönlendirerek meyveleri yemek. Ancak sadece meyveleri yemekle kalmıyor, aynı zamanda yılanınızı büyüterek hayatta kalmaya çalışıyordunuz. Oyunun en büyük zorluğu, yılanınızın kendi vücuduyla veya oyun alanının sınırlarıyla çarpıştığında oyunun sona ermesiydi.

Stres atmanın en iyi yollarından: Chicken Invaders (1999)

Tavuk ve silah sesiyle stres atmanızı sağlayan bir oyun Chicken Invaders. Döneminde okuldan ya da işten dönenlerin vakit geçirmek istediğinde açıp oynadığı, müzikleriyle de kendine bağlayan sınırlı sayıda oyunlardan. Chicken Invaders, temelde klasik bir uzay atış oyunu gibiydi ancak oyunun çekici yanı, düşmanların tavuk olması ve oyuncunun tavuk istilasına karşı direniş göstermesiydi.

Son olarak hız ve görev bağımlıları buraya: Crazy Taxi (1999)

Crazy Taxi, hızı ve çılgınlığı seven oyuncuların direksiyon sallamaktan keyif aldığı bir oyun. Yolcuları gidecekleri yere taşırken aynı zamanda yarışı deneyimlediğiniz bu oyun, döneminin en iyilerinden.

Aynı zamanda oyun, eklenen minik görevlerle sizi sürekli bir rekabetin içine sokuyordu ve sıkılmanıza engel oluyordu. Bu hafta, oyunun yeni versiyonunun geleceği de açıklanmıştı.