1. Anasayfa
  2. Genel

Oynanışı Unutturup Kendini Ezberleten Efsane Oyun Müzikleri

Oynanışı Unutturup Kendini Ezberleten Efsane Oyun Müzikleri
0

Bazı oyunlar biter, müzikleri asla. Kimi zaman bizi gaza getiren, kimi zaman hüzünlendiren o efsanevi şarkıları unutmak mümkün mü? Super Mario’nun ikonik melodisinden The Witcher’daki o damar parçalara kadar, oyun tarihine damga vuran en unutulmaz müzikleri bu içeriğimizde bir araya getirdik.

Bir oyunu efsane yapan nedir? Grafikleri mi, hikayesi mi, yoksa sunduğu “gameplay” mekanikleri mi? Elbette hepsi önemli ancak bazen öyle bir an gelir ki tüm bu unsurları gölgede bırakan tek bir şey vardır: Müziği. Kulağınıza bir kez takıldı mı yıllar geçse de unutulmayan, duyduğunuz an sizi doğrudan o oyunun dünyasına ışınlayan o sihirli notalar.

İster 8-bit’lik basit bir melodi olsun, isterse yüzlerce kişilik dev bir orkestranın kaydettiği epik bir senfoni; bu müzikler artık sadece bir “arka plan sesi” değil, popüler kültürün ta kendisi haline geldi. Biz de Webtekno olarak, o anları tekrar yaşayalım dedik ve klavyenin başına geçip oyun tarihine adını altın harflerle yazdırmış o unutulmaz besteleri sizler için derledik.

Oyun tarihine damga vuran unutulmaz müzikler

Super Mario Bros. (1985) – Ground Theme

Listeye kiminle başlayacağımız konusunda bir tartışma olamazdı herhalde. Koji Kondo tarafından bestelenen bu 1 dakika 12 saniyelik mucize, video oyun müziği denilince akla gelen ilk şeydir. Sadece oyunu değil, Nintendo markasını da tek başına sırtlayan bu melodi o kadar ikonikleşti ki oyunu hayatında hiç oynamamış insanlar bile bu müziği duyduğunda tanıyabilir.

The Witcher 3: Wild Hunt (2015) – The Fields of Ard Skellig

Witcher 3’ün her bir “soundtrack”i ayrı bir sanat eseri, orası kesin. Ancak “The Fields of Ard Skellig”in yeri çok ayrı. O soğuk, hırçın ve bir o kadar da huzurlu Skellige adalarına ilk adımınızı attığınızda fonda çalmaya başlayan o Keltik ezgiler… İnsanın içini titreten bu parça, oyunun atmosferini tek başına arşa çıkaran etkenlerden biriydi.

Grand Theft Auto: Vice City (2002) – Laura Branigan / Self Control

GTA serisi, lisanslı müzik kullanımı konusunda bir ders niteliğindedir. Vice City ise 80’ler nostaljisini damarlarımıza enjekte etmişti. Flash FM’de DJ Toni’nin anonsuyla giren “Self Control”, gece vakti Ocean Drive’da neon ışıklar altında son sürat araba kullanmanın soundtrack’i olmuştu. O arabayı kenara çekip şarkının bitmesini bekleyenler, burada mısınız?

The Elder Scrolls V: Skyrim (2011) – Dragonborn

“FUS RO DAH!” diye bağırmadan önce duyduğumuz o epik koro… Jeremy Soule’un bestelediği ve ejder dilinde söylenen “Dragonborn”, bir oyunu açtığınızda duyabileceğiniz en gaz verici ana menü müziklerinden biridir. Bu parçayı duyup da kendini “dragonborn” hissetmeyen, kılıcına davranmayan bizden değildir. Epik kelimesinin sözlükteki tam karşılığı.

Halo: Combat Evolved (2001) – Main Theme

Bir nesli “konsolcu” yapan oyunun açılış müziği de ancak bu kadar efsanevi olabilirdi. Martin O’Donnell ve Michael Salvatori imzalı bu beste, o “Gregorian Chant” tarzı korosuyla adeta dini bir ayin havası yaratır. Master Chief’in o yeşil zırhı ne kadar ikonikse bu açılış müziği de en az o kadar ikoniktir.

The Last of Us (2013) – The Last of Us (Main Theme)

Bazen efsane olmak için dev orkestralara gerek yoktur. Gustavo Santaolalla’nın o basit ama hançer gibi saplanan melodisi, The Last of Us’ın tüm melankolisini, o bitmiş dünyanın tüm hüznünü tek başına sırtlar. Oyunun açılış jeneriğinde bu müziği duyduğunuz an, neye bulaştığınızı anlarsınız: Bu, canınızı yakacak bir hikâye.

Red Dead Redemption 2 (2018) – D’Angelo / Unshaken

(Spoiler vermeden anlatmak zor ama deneyeceğiz.) RDR 2, müziklerini hikâyenin en kilit, en vurucu anlarına saklayan bir başyapıt. Arthur Morgan’ın o uzun at yolculuğu sırasında, tam da karakterin iç hesaplaşmasının zirveye çıktığı anda giren “Unshaken”… O an oyunu bırakıp sadece at sürmek, D’Angelo’nun o duygulu sesini dinlemek istersiniz. Tüyleri diken diken eden bir an.

Tetris (1989) – “A-Type” (Korobeiniki)

İşte bir 8-bit klasiği daha. Aslen 19. yüzyıldan kalma bir Rus halk şarkısı olan “Korobeiniki”, Tetris’in Game Boy versiyonuyla birlikte tüm dünyaya yayıldı. O bloklar hızlandıkça müziğin de hızlanması, nabzımızı en az oyun kadar yükseltirdi. Basit, akılda kalıcı ve sinir bozucu derecede bağımlılık yapıcı.

Doom (2016) – BFG Division

Modern zamanların en “gaz” müziği nedir deseler, cevabımız net: BFG Division. Mick Gordon’un bestelediği bu parça, Doom Slayer’ın acımasızlığını ve cehennemin kaosunu mükemmel yansıtıyor. Bu müzik çalarken yerinizde durmanız imkânsız.

Final Fantasy VII (1997) – One-Winged Angel

Oyun tarihinin en karizmatik “kötü adamı” Sephiroth’a da böyle bir tema müziği yakışırdı. Nobuo Uematsu’nun bu şaheseri, özellikle Latince “Sephiroth!” diye bağıran korosuyla bilinir. Bir “boss” dövüşünü bu kadar epik, bu kadar çaresiz ve bu kadar görkemli hissettiren başka bir müzik daha yapıldı mı, şüpheliyiz. Uzun Süren Oyunu Duke Nukem Forever’ın Şaşırtan Hikâyesi

Peki sizce bu listede olması gereken, başka efsane müzikler var mı? Yorumlarınızı bekliyoruz…

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Adnan Güney; Bilim, Teknoloji, Mobil, Medya,Yapay zeka, Uzay Sosyal medya, yararlı konularda güncel açıklama ve uygulamaların anlatıldığı bir web sitesidir.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir