Yapay zeka tanklara da girdi: Güney Kore, K3 tankı için düğmeye bastı

Yapay zeka tanklara da girdi

Güney Kore, uzun menzilli saldırılar için tasarlanan K3 tankında otomatik hedef takibi ve savaş düzeni için yapay zeka kullanıyor. Mürettebat ve mühimmat bölümlerinin ayrılması gibi yenilikler içeren bu proje, tankın ateş gücü, hayatta kalma ve komuta kontrol yeteneklerini zirveye taşıyor.

ABD’nin yeni nesil M1E3 Abrams tankının hibrit sisteme geçmesiyle birlikte, diğer ülkelerin de kendi özgün tasarımlarını veya benzer konseptleri geliştirmesi şaşırtıcı değil. Güney Kore’nin K3 tank konsepti, hem estetiği hem de bileşenleriyle bu alanda en dikkat çekici projelerden biri olarak öne çıkıyor.

Şu anda Hyundai Rotem ve Savunma Geliştirme Ajansı (ADD) tarafından geliştirilmekte olan K3, hidrojenle çalışan, yeni nesil bir “stealth tank” olarak adlandırılıyor. Dış görünüşü ABD’nin B-21 Raider stealth bombardıman uçağını andırıyor ve onun gibi sessiz çalışmak üzere tasarlandı. Bu sessizliği, tamamen hidrojen yakıt hücrelerine dayanan hibrit bir güç aktarma organı sayesinde elde ediyor. Ayrıca, neredeyse kusursuz dış kabuğuyla birlikte azaltılmış akustik ve termal izler sunuyor. Tankın dikkatli tasarımındaki diğer iyileştirmeler arasında mürettebat ve mühimmat bölümlerinin ayrılması, aktif koruma sistemleri ve kızılötesi sensörler bulunuyor. Tankın dış kabuk tasarımı, DARPA’nın parlayan yeşil gözlere sahip otonom robot tankı RACER’ı anımsatıyor.

Yapay zeka ve uzun menzilli saldırı yeteneği

Tankın üzerinde insansız bir taret ve 130 mm’lik yivsiz ana top yer alıyor. K3, yapay zeka ile geliştirilmiş bir atış kontrol sistemiyle desteklenen, dron benzeri bir yapıya sahip olacak. Bu sistem, otomatik hedef takibi ve savaş düzenlemeleri için kullanılıyor. Kore, bu tankı uzun menzilli saldırılar için kullanmayı hedefliyor ve böylece otonom araçlar ile robotik sistemlerin öncülük edeceği geleceğin savaşlarına hazırlanıyor. Tam ölçekli üretime 2040 yılında başlanması bekleniyor.

İlk modeller tam hidrojen yakıt sistemini kullanmayacak. Bunun yerine, geleneksel modellere kıyasla benzer iyileştirmeler sunan çift modlu hidrojen-dizel bir sisteme sahip olacaklar. Yeni nesil yakıt ve teknolojik geliştirmeler sayesinde, K3’ün ilk versiyonları bile akustik ve termal izlerde önemli ölçüde düşüş sağlayacak. Tam hidrojen gücüne ise hidrojen depolama ve yakıt ikmali seçenekleri gibi bazı zorluklar çözüldükten sonra geçilecek.

Hyundai Rotem, bu yeni nesil ana muharebe tankının “günümüzdeki tüm Ana Muharebe Tanklarının (AMT) yeteneklerini aştığını ve geleceğin savaşları için en son teknolojilerle daha verimli görev imkanı sağladığını” belirtiyor. Şirket, bu yeni tasarımın odağında neden olduğunu açıklarken, “savaş alanı koşulları değiştikçe, AMT’lerin ateş gücü, komuta ve kontrol ile hayatta kalma kabiliyetlerinin daha optimize edilmesi ve maksimum muharebe sinerjisi yaratılması için daha fazla değişiklik gerekiyor” diyor.

Yeni nesil K3 tankı, hareket kabiliyeti ve gizlilik, çok katmanlı korumaları sayesinde hayatta kalma yeteneği, gelişmiş ateş gücü ve gerçek zamanlı savaş yönetimi bağlantısı gibi alanlarda önemli iyileştirmeler sunuyor. Tamamen hidrojenle çalışan tankın üretimine 2040 yılına kadar başlanması beklenmese de, otonom robot tankların araçları uzaktan havaya uçurması ve mürettebatsız denizaltıların devreye girmesiyle tankların geleceği şimdiden şekilleniyor. Bu durum, savaşın geleceğinin nasıl değiştiğini gösteriyor ve Kore’nin Hyundai Rotem gibi şirketlerin geliştirdiği bu yeni teknolojiler, gelecekteki operasyonlar için hayati öneme sahip olacak.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık