Rolls-Royce Otomobillerin Hasta Edecek Kadar Sessiz Çalıştığını Biliyor Muydunuz? Tamam da Niye?

Rolls-Royce Otomobillerin Hasta Edecek Kadar Sessiz Çalıştığını Biliyor Muydunuz
Otomobil dünyasında lüksun tanımını yapan Rolls-Royce, araçlarını sessiz yapabilmek için birbirinden özel çalışmalar yürütüyor. Bu içeriğimizde Rolls-Royce'un sessizlik takıntısını ve bunu gerçekleştirmek için neler yaptığını masaya yatırıyoruz.

Otomobil dünyasında lüksun tanımını yapan Rolls-Royce, araçlarını sessiz yapabilmek için birbirinden özel çalışmalar yürütüyor. Bu içeriğimizde Rolls-Royce’un sessizlik takıntısını ve bunu gerçekleştirmek için neler yaptığını masaya yatırıyoruz.

Otomobil dünyasında lüks denilince akla gelen ilk marka şüphesiz Rolls-Royce. Ancak bu markayı sadece deri koltukları veya gösterişli tasarımıyla anmak, mühendislerine büyük haksızlık olur. İngiliz üretici, araç içi sessizliği sağlamak konusunda o kadar takıntılı ki bu durum bir noktada fizik kurallarını zorlayan bir deneyime dönüşüyor.

Yüksek hızlarda bile içerideki saatin “tik-tak” sesini duyabileceğiniz bu otomobiller, rastgele değil, akustik bir mühendislik harikası olarak tasarlanıyor. Peki tonlarca ağırlıktaki bir metal yığını nasıl oluyor da yolda süzülen bir hayalet kadar sessiz olabiliyor? İşte Rolls-Royce’un sessizlik formülünün arkasındaki sırlar.

100 kilogramı aşan özel yalıtım malzemesi

Standart bir otomobilde ses yalıtımı genellikle motor duvarı ve kapı içlerine konulan basit süngerlerden ibarettir. Rolls-Royce’ta ise durum çok farklı. Markanın Ghost ve Phantom gibi modellerinde, dış dünyayı tamamen dışarıda bırakmak için 130 kilogramdan fazla ses yalıtım malzemesi kullanılıyor.

Bu malzemeler sadece kapı içlerinde değil; tavan, taban, bagaj boşlukları ve hatta lastik davlumbazlarının içinde bile yer alıyor. Mühendisler, aracın iskeletini oluşturan alüminyum uzay kafes mimarisinin (Architecture of Luxury) içindeki boşlukları bile ses emici özel köpüklerle doldurarak gövdenin çınlamasını engelliyor.

Lastiklerin içindeki gizli teknoloji: “ContiSilent”

Yol sesi, elektrikli otomobillerin bile en büyük düşmanıdır. Rolls-Royce bu sorunu çözmek için lastik üreticisi Continental ile özel bir çalışma yürüttü. Ortaya çıkan “ContiSilent” teknolojisi, lastiğin içine yerleştirilen özel bir köpük katmanından oluşuyor.

Bu köpük tabakası, lastiğin yolla teması sırasında oluşan hava rezonansını sönümlüyor. Sonuç mu? Kabine giren yol gürültüsünde 9 desibellik inanılmaz bir azalma. Yani siz 100 km/s hızla giderken bile lastiklerin asfalta sürtünme sesini neredeyse duymuyorsunuz.

Çift katmanlı camlar ve aerodinamik

Sadece motor ve yol sesi değil, rüzgâr sesi de Rolls-Royce’un düşmanları arasında. Marka, araçlarında standart camlar yerine, arasına özel bir akustik katman yerleştirilmiş 6 milimetrelik çift cam kullanıyor.

Bu kalın camlar, dışarıdaki gürültüyü bir stüdyo kayıt odası gibi kesiyor. Ayrıca aynaların tasarımından kapı kollarının şekline kadar her detay, rüzgarın araç üzerinden “sessizce” akıp gitmesi için rüzgar tünellerinde defalarca test ediliyor.

O kadar sessiz oldu ki insanları hasta etti!

İşte işin en ilginç kısmı burası. Yeni Ghost modeli geliştirilirken, mühendisler aracı o kadar sessiz hâle getirdiler ki test sürüşlerinde tuhaf bir sorun ortaya çıktı. Araç içindeki mutlak sessizlik, test pilotlarında denge kaybı ve mide bulantısına yol açtı.

İnsan beyni, hareket hâlindeyken belirli bir miktar çevresel sese ihtiyaç duyar. Bu mutlak sessizlik, yolcuların kendilerini izole edilmiş bir odada gibi hissetmesine neden oldu. Rolls-Royce mühendisleri bu sorunu çözmek için, arka koltukların ve bagajın rezonans frekanslarını ayarlayarak, araca çok düşük frekanslı, rahatlatıcı bir arka plan sesi eklemek zorunda kaldı. Ve bu yöntem işe yaradı.

Rolls-Royce’un sessizlik takıntısı, otomobili sadece bir ulaşım aracı olmaktan çıkarıp, tekerlekli bir meditasyon odasına dönüştürüyor. Ancak bu konforun, bir servet değerinde olduğunu da unutmamak gerek.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık