Microsoft, “hümanist süper zekâ” olarak adlandırdığı yeni yapay zekâ vizyonunu açıkladı. Microsoft AI CEO’su Mustafa Suleyman tarafından duyurulan vizyon, insan zekâsını geçmeyi hedefleyen yapay genel zekâyı reddediyor. Amaç, insan kontrolünde kalan, belirli alanlarda uzmanlaşmış ve insanlığın sorunlarını çözmeye odaklı bir süper zekâ geliştirmek
Bugün hayatımızın hemen her noktasında kendini göstermeye başlayan yapay zekâ teknolojileri, beraberinde çok büyük tartışmaları getirdi. Bu bağlamda; hemen herkesin en çok korktuğu şey, “yapay genel zekâ” (AGI). Yani insan zekâsına yakın veya daha da gelişmiş bir sistem. OpenAI, Google ve Anthropic gibi devler bu alanda hızla ilerlerken “ya insanlığın sonunu getirirse?” veya “ya tüm sorunlarımızı çözerse?” tartışmaları, herkesin kafasını kurcalıyor.
Ancak Microsoft, yapay genel zekâ yarışını tamamen reddeden yeni bir vizyonla karşımıza çıktı. Microsoft AI CEO’su Mustafa Suleyman, bizzat kaleme aldığı bir makaleyle şirketin yeni hedefini açıkladı: Hümanist süper zekâ. Peki Microsoft’un bu yeni planı, bildiğimiz süper zekâ hedeflerinden neden bu kadar farklı?
Hümanist süper zekâ (HSI) nedir? AGI’den farkı ne?

Microsoft’a göre sektörün “AGI yarışını” bırakıp asıl sorması gereken soru şu: “Dünya ne tür bir yapay zekâ istiyor?”. İşte şirketin bu soruya cevabı HSI. Bu yaklaşım, her şeyi bilen, her görevi yapabilen ve kendi başına karar verebilen bir süper zekâ hedeflemiyor. Hatta HSI, insanlara hizmet etmek için çalışan, problem odaklı ve belirli alanlarda uzmanlaşan bir sistem olarak tasarlanıyor.
Suleyman, bu yaklaşımı “insanlığın besin zincirinin tepesinde kalmasını” sağlayacak bir vizyon olarak tanımlıyor. Yani amaç, insanı geçebilecek bir “varlık” yaratmak değil, insanlığın kolektif zekâsını ve yaratıcılığını artıran, insan merkezli bir teknoloji inşa etmek. Suleyman’a göre sıralama şöyle: Önce insan merkezcilik, sonra teknolojik hızlanma.
Peki Microsoft, AGI yarışından neden çekildi?

Microsoft’un açıklamasının en çarpıcı kısımlarından biri AGI ve süper zekâ konusundaki güvenlik endişeleri. Suleyman, bu konuda oldukça dürüst görünüyor: “Bizden daha akıllı olması için tasarlanan bir sistemi nasıl kontrol edeceğiz veya hizalayacağız?”. Microsoft’un yapay zekâdan sorumlu patronu, bu sorunun, şu anda ne bir yapay zekâ geliştiricisinde ne de bir güvenlik araştırmacısında “güven verici” bir cevabı olmadığını söylüyor.
İşte HSI, bu “kontrol edilemez riskler” bölümünü denklemden çıkarmayı hedefliyor. Microsoft, odağı daha dar alanlara çekerek bu hizalama ve güvenlik sorunlarını en aza indirmeyi planlıyor. Mesela her şeyi bilen bir sistem yerine sadece tıbbi teşhis koyabilen bir “tıbbi süper zekâ” yaratmak, çok daha az riskli ve yönetilebilir bir hedef.
Hümanist süper zekâ nerelerde kullanılacak?

Microsoft AI, HSI’nin hayatımızı nasıl iyileştireceğine dair üç ilham verici alan belirlemiş. İlk hedef, herkes için mükemmel ve ucuz bir yapay zekâ asistanı. Bu asistanın amacı, insanların “günlük zihinsel yükünü” hafifletmek ve öğrenmelerine yardımcı olmak.
İkinci ve belki de en iddialı hedefse az önce de bahsettiğimiz tıbbi süper zekâ. Suleyman, bu alanda önümüzdeki birkaç yıl içinde uzman seviyesinde performans göreceğimizi belirtiyor. Hatta Microsoft’un MAI-DxO adlı sisteminin, uzman doktorların bile yüzde 20 başarı oranını zor geçtiği teşhis vakalarında yüzde 85 başarıya ulaştığını söylüyor. Üçüncü hedef ise temiz enerji. Microsoft, yapay zekânın yardımıyla 2040’tan önce ucuz ve bol miktarda yenilenebilir enerjiye ulaşılacağını öngörüyor.
Peki siz Microsoft’un bu yeni vizyonunu nasıl buldunuz? AGI yarışı yerine insana odaklı bir süper zekâ hedefi daha mı mantıklı? Yorumlarınızı bekliyoruz!
