Çin özellikle dijital ödeme konusunda dünyanın geri kalanından tamamen farklı. Peki Çin bu noktaya nasıl geldi?
Çin’e seyahat edenlerin ilk fark ettiği detaylardan biri cüzdanların neredeyse hiç kullanılmamasıdır. Lüks bir restorandan sokaktaki seyyar satıcıya, taksilerden pazar yerine, hatta şehir efsanesi gibi anlatılan dilencilere kadar herkes ödemeyi telefonlarındaki bir QR kod ile yapıyor.
Nakit para, yani bozuk para ve banknotlar, Çin’de âdeta müzelik olmuş durumda. Peki 1.4 milyarlık bir ülke nakit parayı nasıl bu kadar hızlı terk etti? Bu, Batı’nın bile tam olarak yakalayamadığı, sessiz ama devasa bir dijital ödeme devriminin sonucu.
Batı’nın adımlarını atlayan devrim: “Leapfrogging”

Bu devrimin temelinde “leapfrogging” denilen bir kavram yatıyor. Batı dünyasında ödeme sistemleri “nakit > çek > kredi kartı > temassız ödeme” gibi aşamalarla yavaş yavaş gelişti ancak Çin, bu adımların çoğunu atladı.
Kredi kartı kullanımı Çin’de hiçbir zaman ABD ve Avrupa’daki kadar yaygınlaşmadı. Tam bu boşlukta, yani insanlar henüz kredi kartına tam alışamamışken akıllı telefonlar piyasayı domine etti. Çinli teknoloji devleri de bankacılık altyapısıyla uğraşmak yerine, zaten herkesin elinde olan telefonları birer cüzdana dönüştürmenin yolunu buldu.
WeChat Pay ve Alipay

Çin’deki QR kod devriminin arkasında aslında bankalar değil, iki dev teknoloji şirketi var. Bunlar Tencent (WeChat Pay) ve Alibaba (Alipay). WeChat, Çin’in WhatsApp’ı, Facebook’u, Instagram’ı, kısacası her şeyi olan bir “süper uygulama”.
İnsanlar zaten tüm sosyal hayatlarını bu uygulama üzerinden yürütüyordu. Tencent, bu uygulamaya bir ödeme özelliği (WeChat Pay) eklediğinde, insanlar için su içmek kadar doğal bir eyleme dönüştü. Alipay ise Çin’in Amazon’u sayılan Alibaba’nın e-ticaret sitesi için kurduğu bir ödeme sistemiydi ve hızla sokaklara kadar yayıldı.
Peki neden NFC değil de QR Kod?

Peki neden Batı’da yaygınlaşan NFC (telefonu yaklaştırarak ödeme) teknolojisi değil de QR kod? Cevabı maliyet ve erişilebilirlik.
NFC, hem telefonda özel bir çip hem de dükkanda pahalı bir POS cihazı gerektiriyor. Oysa QR kodun maliyeti tam anlamıyla sıfır. Bir sokak satıcısının tek ihtiyacı olan şey, bir kağıda bastırıp dükkânına asacağı bir QR kod görselidir. Müşterinin ise sadece kamerası olan, en ucuz model bir akıllı telefona sahip olması yeterli. Bu basitlik, teknolojinin Çin’in en ücra köşesindeki en küçük esnafa bile saniyeler içinde ulaşmasını sağlamış durumda.
Sistem zamanla sosyal hayata entegre oldu

Bu sistemin başarısı sadece teknolojik değil, aynı zamanda kültüreldir. Örneğin WeChat’in “Kırmızı Zarf” (Hongbao) özelliği, insanların özel günlerde veya bayramlarda birbirlerine dijital olarak para (hediye) göndermesini sağladı. Bu, Çin geleneğinin dijitalleşmiş hâliydi ve insanlar mobil ödemeyi bir “alışveriş” aracı olarak değil, sosyal hayatın bir parçası olarak benimsedi.
“Dilencilerin QR kod kullanması” örneği de tam da buradan. İnsanların cebinde bozuk para olmadığında, yardıma muhtaç kişilerin de bu sisteme adapte olmaktan başka çaresi kalmadı. Bu durum, sistemin ne kadar derine indiğinin en net kanıtı niteliğinde.
