Sinema tarihi boyunca görsel efektler filmler için büyük önem taşıdı. Şu anda çoğu efekt bilgisayarlarla yapılsa da pratik efektler hâlâ sıkça tercih ediliyor. Biz de CGI gibi görünüp aslında pratik efekt olan bazı sahneleri sizin için derledik.
Günümüzde bir sinema salonunda veya evde bir film izlerken büyüleyici bir aksiyon sahnesi veya imkansız görünen sahne izlediğimizde bilgisayarla oluşturulan görsel efektlerin ne kadar iyi hâle geldiğini görebiliyoruz. Ancak durum her zaman böyle değil. Öyle ki geçmişte ve hâlâ günümüzde pratik efektler sinemacılar tarafından sıkça tercih ediliyor.
Birçok filmde gördüğünüz etkileyici sahnelerden bazıları kişi tarafından bilgisayar efekti sanılsa da gerçek pratik efektler olabiliyor. Biz de sinema tarihine adını yazdırmış bu sahnelerden bazılarını sizler için derledik. Aşağıda gördüğünüz sahneler, sinemanın ne kadar büyüleyici bir sanat olduğunu bize tekrar gösteriyor.
Alien
1979 yılında çıkış yapan Ridley Scott imzalı bilim kurgu ve korku türlerindeki Alien, tarihin en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olarak nitelendirilir. Xenomorph isimli ikonik yaratığı bizlerle tanıştıran filmin çoğu yerinde de pratik efekt kullanılmıştır. O zamanlarda filmi izleyenler için zaten inanılmaz etkileyici sonuçlar ortaya çıktı ancak bu sahneler hâlâ günümüzde de izleyenleri etkiliyor. Yaratıığın John Hurt’un karakterinin göğsünü delip çıktığı sahne belki de bunlardan en ünlüsüdür.
The Dark Knight
Christopher Nolan, bilgisayar efekti yerine pratik efektleri tercih etmesiyle bilinen bir yöntemdir. Nolan’ın herhangi bir filminden bir sahneyi bu listeye ekleyebiliriz. The Dark Knight’taki yukarıda gördüğünüz kovalama ve tırın ters dönme sahnesi de bunun en iyi örneklerinden biridir.
Metropolis
Sinema tarihine ismini altın harflerle yazdıran 1927 yapımı Metropolis, daha film teknolojilerinin hiç var olmadığı zamanda pratik efektler sayesinde döneminin çok ötesinde sahneleri bünyesinde barındırı. Bu filmde gördüğünüz her efekt pratik efektlerle yapılmıştır ve izleyenleri etkilemeyi başarmıştır.
Star Wars
Star Wars, 1977 yılında çıkan A New Hope ile hayatımıza girmeyi başardı. George Lucas da o zamanlarda pratik efektlere yöneldi. Özellikle A New Hope filmi, sektörde devrim yaratan efektlere sahipti. Ölüm Yıldızı’ndaki sahneler, bir masa üzerinde minyatür şekilde inşa edildi, Luke Skywalker’ın kullandığı X-Wing de elle oluşturulmuş bir modeldi.
127 saat
Danny Boyle imzalı ve James Franco başrollü 127 saat, bir kaya parçasında sıkış kalan bir adamın gerçek hikâyesini anlatıyor. Filmde Franco’nun canlandırdığı karakterin kolunu kestiği sahnede çoğu kişi CGI kullanıldığını düşünür ancak bu doğru değil. Öyle ki Boyle, burada bir protez kol kullanarak sahneyi çok daha gerçekçi hâle getirdi ve izleyenleri gerim gerim geren sahneyi ortaya çıkardı.
Oppenheimer
Yine bir Nolan filmi ve yine imkansızın peşinde bir ekip. Atom bombasının babası Robert Oppenheimer’ı konu alan filmde, ilk nükleer test olan Trinity patlaması için CGI kullanılmadı. Nolan, bir atom bombası patlatmadı elbette ama patlamanın o korkunç mantar bulutunu ve yakıcılığını simüle etmek için benzin, propan, magnezyum ve alüminyum tozu kullanarak devasa, gerçek patlamalar yarattı. Zorunlu perspektif hileleri kullanılarak bu patlamalar nükleer boyutlarda gösterildi.
The Fly
David Cronenberg’ün 1986’da çektiği korku türündeki The Fly filmi, pratik efekt konusunda kesinlikle dikkat çekilmesi gereken bir yapım. Filmde Jeff Goldblum’un sineğe dönüştüğü süreçteki her şey pratik efektlerle yapıldı. Chris Wala’nın filmdeki inanılmaz makyaj başarısı ona bir Oscar bile getirdi.
Jurassic Park
Tarihin en ikonik filmlerinden biri olan Jurassic Park’ta devasa bir T-Rex’in saldırdığı sahneyi çoğu kişi bilgisayar efekti sansa da bu doğru değildir. Öyle ki çekimlerde burada eski yöntem tercih edilmiş ve gerçek boyutlarda animatronik bir T-Rex modeli kullanılmıştır.
