
Netflix ve Warner Bros birleşti. 82.7 milyar dolarlık tarihi anlaşma ile sinema ve dizi sektöründe yeni bir dönem başlıyor.
Hollywood tarihinin en büyük satın alma hamlelerinden biri gerçekleşti ve medya dünyasında deprem etkisi yarattı. Dijital yayıncılığın tartışmasız lideri Netflix, zor günler geçiren endüstri devini bünyesine kattı. Tam 82.7 milyar dolar değerindeki bu devasa Netflix Warner Bros anlaşması, sadece iki şirketin birleşmesi değil, sinema ve televizyon alışkanlıklarımızın kökten değişmesi anlamına geliyor.
Netflix Warner Bros anlaşması neleri kapsıyor?
Resmi açıklamalara göre bu devasa satın alma, Warner Bros. Discovery’nin planlanan bölünmesinin ardından gerçekleşecek. Netflix; Warner Bros.’un film ve televizyon stüdyolarını, HBO kanalını ve dijital platform HBO Max’i tamamen devralıyor. Ayrıca oyun dünyasını yakından ilgilendiren bir detay da ortaya çıktı: Mortal Kombat serisinin geliştiricisi NetherRealm Studios’u da içeren Warner Bros. Games de bu paketin içinde yer alıyor. Yani Netflix, hem sinema hem de oyun dünyasında devasa bir kütüphaneye sahip oluyor.
Sektördeki diğer birleşmelere kıyasla bu anlaşma çok daha büyük bir etki yaratacak gibi görünüyor. Amazon’un MGM’yi alması veya Skydance’in Paramount hamlesi, bu birleşmenin yanında küçük kalıyor. Netflix, bu hamlesiyle zayıflayan Hollywood ekosisteminde hayatta kalmanın yolunu “daha fazla konsolidasyon” olarak belirlemiş durumda. COVID-19 pandemisi ve geçtiğimiz yıl yaşanan grevlerin yaralarını sarmaya çalışan sektör, şimdi tek bir devin hakimiyeti altına girme riskiyle karşı karşıya.

Sinema salonları ve düzenleyiciler neden tepkili?
Anlaşmanın duyurulmasıyla birlikte Washington ve sinema sektörü ayağa kalktı. Trump yönetimi yetkilileri anlaşmaya “ağır şüpheyle” yaklaşırken, Senatör Elizabeth Warren bu durumu bir “anti-tekel kabusu” olarak nitelendirdi. Düzenleyiciler, birleşen şirketin ABD yayın pazarının yaklaşık yüzde 33’ünü kontrol edeceğini ve bunun rekabeti öldüreceğini savunuyor. Paramount gibi rakiplerin de ihale sürecine itiraz etmesi, onay sürecinin oldukça sancılı geçeceğini gösteriyor.
Sinema salonu işletmecileri için ise durum çok daha vahim. 30 binden fazla perdeyi temsil eden Cinema United, bu birleşmeyi küresel sinema işletmeciliği için “benzeri görülmemiş bir tehdit” olarak tanımladı. Netflix Eş CEO’su Ted Sarandos’un sinema vizyon takvimini “tüketici dostu bulmadığını” belirtmesi ve tiyatro modelini “eski moda” olarak nitelemesi, salon sahiplerinin korkularını haklı çıkarıyor. Netflix’in odak noktası gişe hasılatı değil, abone sayısı olduğundan, vizyon filmlerinin sayısı ve süresinin azalması bekleniyor.
Abonelik fiyatları ve içerik dünyası
Tüketici tarafında ise en büyük endişe artan maliyetler. JustWatch verilerine göre Netflix ve HBO’nun birleşmesi, Prime Video’yu geride bırakarak pazarın üçte birine hakim olmak demek. Rekabetin azalmasıyla birlikte abonelik ücretlerinde ciddi artışlar yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Şirket yetkilileri HBO markasının gücünü koruyacaklarını belirtse de, Disney+’ın Hulu ve ESPN ile yaptığına benzer “paket” sistemlerinin ve daha yüksek fiyatlı abonelik katmanlarının yolda olduğu aşikar.
İçerik çeşitliliği konusunda da soru işaretleri var. Netflix Eş CEO’su Greg Peters, HBO markasını tüketiciler için en iyi seçenekleri sunacak şekilde paketleyeceklerini belirtiyor. Ancak pazarın bu denli tekelleşmesi, izleyicinin “ne izleyeceğine ve nasıl izleyeceğine” dair seçeneklerinin azalması anlamına gelebilir. Tüketiciler, devasa bir kütüphaneye erişim sağlasa da bunun faturası aylık ödemelere yansıyacak.
Sanatçılar ve fiziksel medyanın geleceği
Yaratıcı endüstri çalışanları, senaristler ve yönetmenler için bu birleşme korkutucu olarak nitelendiriliyor. Doctor Strange senaristi C. Robert Cargill gibi isimler, projelerini sunabilecekleri stüdyo sayısının azalmasının çeşitliliği öldüreceğini savunuyor. Sektördeki homojenleşme ve içeriğin sanattan ziyade sadece tüketilecek veri olarak görülmesi, yaratıcı seslerin kısılmasına neden olabilir. Ayrıca birleşme sonrası yaşanacak olası işten çıkarmalar da sektör çalışanlarını tedirgin ediyor.
Fiziksel medya (DVD, Blu-ray) koleksiyoncuları için de yolun sonu görünüyor olabilir. Netflix’in iş modelinde fiziksel satışların yeri yok denecek kadar az. Warner Bros.’un Universal ile kurduğu dağıtım ortaklığı bir süre daha devam edebilir ancak uzun vadede Netflix’in bu operasyonu sonlandırması şaşırtıcı olmaz. Dijital odaklı yeni dönemde, filmleri disk olarak saklamak isteyenler için seçenekler, Arrow Video gibi butik yayıncılarla sınırlı kalabilir.
Peki, bu devasa Netflix Warner Bros anlaşması hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Sizce sinema sektörü bu tekelleşmeyi kaldırabilir mi? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!
