Cep telefonları, tabletler ve bilgisayarlar günlük hayatımızda önemli bir yere sahip. Yani günün ortalama 3-6 saatini onlarla geçiriyoruz. Bazen iş için bazen bir sınav bazen ise keyfi…
Peki gözlerimizi bu ekranların zararlarından nasıl koruyacağız? Mavi ışık gözlüklerinden farklı bir yöntem var mı?
Varsa ne kadar etkili?
Dijital göz yorgunluğu, bir zamanlar yalnızca mesleki bir hastalıktı.
Ancak sosyal medyaya ve akıllı telefonlara artan ilgi ile birlikte bu durum, dünya çapında milyonlarca kişiyi etkileyen genel bir sağlık sorunu hâline geldi. Öyle ki cep telefonu ve özellikle bilgisayar kullanan her 2 kişiden 1’i dijital göz yorgunluğu problemi ile karşı karşıya.
Bu rahatsızlık genellikle bulanık veya çift görme, kaşıntı, kuruluk ve sulanma ile karşımıza çıkıyor. Ayrıca bu durum sadece bir hastalıktan da ibaret değil. Kişinin yaşam kalitesini ve üretkenliğini olumsuz anlamda etkiliyor.
Yine COVID-19 salgınının da bu oranı artırdığını rahatlıkla söylemek mümkün. Çünkü insanlar, eve kapanmak durumunda oldukları günlerde cep telefonları ve bilgisayarlarla olan sürelerini ister istemez artırdılar.
Peki ekrana uzun süre baktığınızda gözlerimize tam olarak ne oluyor dersiniz?
Herhangi bir cep telefonu, tablet veya bilgisayar ekranına odaklandığımızda, şaşırtıcı bir şekilde göz kırpma oranımız düşüyor ve gözler, yakın nesnelere uzun süre odaklanmak için ekstra bir çaba sarf ediyor. Yani zorlanıyor.
Sürekli olarak yakına odaklanmaya çalışma ve göz kırpmada azalma da elbette birçok göz problemini beraberinde getiriyor. Üstelik dijital göz yorgunluğunun belirtileri açık ancak bir o kadar da gizli.
Çünkü bulanık görme veya göz kuruluğu, kendini anında gösteren belirtilerden değil. Genellikle sahip olunan göz rahatsızlığı epey ilerledikten sonra ortaya çıkıyor. Hatta sonrasında baş ağrıları ve boyun ağrıları da tüm bunlara eşlik ediyor.
Gelelim koruyucu yöntemlere.
Bunların başında muhtemelen şu an ilk kez duyacağınız 20-20-20 kuralı geliyor. Aslında bu yöntem, gözlerinizi korumanız için basit ancak bir o kadar da etkili bir yol. Bunun için her 20 dakikada bir, ortalama 6 metre uzaklıktaki herhangi bir şeye odaklanmak için 20 saniyelik mola vermek yeterli. İşte bu kısa fakat etkili mola, genel olarak gözlerin ve göz kaslarının gevşemesini sağlıyor.
Elbette ekran kullanımı sırasında çevresel faktörler de çok önemli. Örneğin ortam aydınlatmasının yeterli olması ve nemin makul miktarda bulunması. Yine ışığı gözlerinizden uzağa yönlendirmek için ayarlanabilir lambalar kullanmak da dijital göz yorgunluğunun önüne geçebiliyor.
Özetle dijital göz yorgunluğu ve buna bağlı ortaya çıkan çeşitli göz rahatsızlıkları, neredeyse 2 kişiden 1’inin karşılaştığı bir durum. Bunun önüne geçebilmek için uygulanabilecek en etkili ve en yeni yöntem 20-20-20 kuralı.
